Question

اقتضى يقتضي اقتضاء١. لمّا كان إتقان عمل هو سر النجاح فيه فإن إتقانك لعملك يقتضيك جهدا و عرقا و تعبا: اِسْتَلْزَمَهُ، اِسْتَوْجَبَهُ٢. اقتضى الحال ذلك: اِسْتَلْزَمَهُ، اِسْتَوْجَبَهُ٣. فعل ما يقتضيه شرفه٤. اِقْتَضَى الحَالُ الحُضَورَ: اِسْتَلْزَمَهُ، اِسْتَوْجَبَهُ٥. هَذا ما يَقْتَضِيهِ العَقْلُ السَّلِيمُ: اِسْتَلْزَمَهُ، اِسْتَوْجَبَهُ٦. افعل ما يقتضيه كَرَمُك٧. ما تقتضيه الظروفُ

Accepted Answer

gerektirmek, gerekmek, icap ettirmek1. Madem ki bir işi iyi yapmak başarının sırrıdır, öyleyse işini iyi yapman senin gayret göstermeni, ter dökmeni ve yorulmanı gerektirir.2. Durum bunu gerektirdi.3. Şerefine yakışanı yaptı.4. Durum gelmeyi gerektirdi.5. Bu aklı selimin gerektirdiğidir.6. cömertliğine yakışanı yap/cömertliğinin gereğini yerine getir7. şartların gerektirdiği

اِسْتَلْزَمَهُ اِسْتَوْجَبَهُ و Iyi Durum Gerektirdi Yakışanı اقتضى