Question

ركض يركض ركض١. رَكَضَ الجَوادُ: اِنْطَلَقَ جَرْياً، عَدا٢. يَرْكُضُ خَلْفَهُ: اِنْطَلَقَ جَرْياً، عَدا٣. رَكَضَ الراكب الدَّابَّةَ: ضَرَبَ جَنْبَها بِرِجْلِهِ لِيَحُثَّها على السَّيْرِ٤. رَكَضَ مِنْهُ: فَرَّ، اِنْهَزَمَ٥. فَلَمَّا أَحَسُّوا بَأْسَنَا إِذَا هُمْ مِنْهَا يَرْكُضُونَ٦. ارْكُضْ بِرِجْلِكَ هَذَا مُغْتَسَلٌ بَارِدٌ وَشَرَابٌ٧. رَكَضَتِ القَوْسُ السَّهْمَ: دَفَعَتْهُ٨. رَكَضَ الطَّائِرُ جَناحَيْهِ أَو بِهِما: حَرَّكَهُما وَضَرَبَ بِهِما جَنْبَيْهِ٩. ركَضت الشاةُ عند رؤيتها للذئب

Accepted Answer

koşmak, acele etmek1. Yarış atı koştu.2. Arkasından koşuyor.3. Binici binek hayvanı koşturdu/yürüttü: yürümeye teşvik etmek için ayağıyla yanına vurmak.4. Ondan kaçtı.5. Azabımızı hissettiklerinde bakarsın ki yerlerinden kaçıyorlar. (Enbiya/12)6. “Ayağını yere vur (dedik), işte yıkanılacak ve içilecek serin bir su!” (Sad/42)7. Yay oku itti.8. Kuş kanatlarını çırptı.9. Koyun kurdu görünce kaçtı/koştu.

رَكَضَ ركض اِنْطَلَقَ جَرْياً عَدا Etmek يركض الجَوادُ