Question

A2  alone  yalnız, tek başına

Accepted Answer

adjective  /əˈləʊn   / adjective [not before a noun] alone (adjective)
 /əˈləʊn   / adjective [not
before a noun] 
 
 1 without any other person
yalnız, tek
başına
 The
old man lives alone.
 Are
you alone? Can I speak to you for a moment?
 I
don't like walking home alone after dark.
ALONE
Alone da, lonely de yanınızda hiç kimsenin
olmadığını ifade eder. Lonely (US lonesome) yanlızlıktan dolayı mutsuz
olduğunuzu anlatır. Oysa alone mutluluk veya mutsuzluk belirtmez. Alone
isimlerden önce kullanılmaz. Alone anlamını vermek için on your own
ve by yourself de kullanabilirsiniz. Her iki ifade de konuşma
İngilizcesi'nde yaygın olarak kullanılan, resmî olmayan ifadelerdir.
 2 [after
a noun or pronoun]
only
sadece, yalnız(ca)
 You
alone can help us.
 The
rent alone takes up most of my salary.
IDIOMS
go it alone
to start working on your own without the
usual help
kendi başına çalışmaya başlamak
 He
decided to leave the company and go it alone.
leave sb/sth alone
to not touch, annoy or speak to sb/sth
ellememek; rahat bırakmak, kendi haline bırakmak
 She's
very upset. Leave her alone for a few minutes.
let alone
and certainly not
-i bir yana bırak, … şöyle dursun
 We
haven't decided where we're going yet, let alone booked the tickets.

Level	A2
Kind	adjective
Front	alone
IPA	/əˈləʊn / adjective [not before a noun]
Back	yalnız, tek başına
Back 2	alone (adjective) /əˈləʊn / adjective [not before a noun] 1 without any other person yalnız, tek başına The old man lives alone. Are you alone? Can I speak to you for a moment? I don't like walking home alone after dark. ALONE Alone da, lonely de yanınızda hiç kimsenin olmadığını ifade eder. Lonely (US lonesome) yanlızlıktan dolayı mutsuz olduğunuzu anlatır. Oysa alone mutluluk veya mutsuzluk belirtmez. Alone isimlerden önce kullanılmaz. Alone anlamını vermek için on your own ve by yourself de kullanabilirsiniz. Her iki ifade de konuşma İngilizcesi'nde yaygın olarak kullanılan, resmî olmayan ifadelerdir. 2 [after a noun or pronoun] only sadece, yalnız(ca) You alone can help us. The rent alone takes up most of my salary. IDIOMS go it alone to start working on your own without the usual help kendi başına çalışmaya başlamak He decided to leave the company and go it alone. leave sb/sth alone to not touch, annoy or speak to sb/sth ellememek; rahat bırakmak, kendi haline bırakmak She's very upset. Leave her alone for a few minutes. let alone and certainly not -i bir yana bırak, … şöyle dursun We haven't decided where we're going yet, let alone booked the tickets.

Adjective Başına De Leave /əˈləʊn Noun Yalnız Tek

alone (adjective)