Question

أراد يريد إرادة١. أُرِيدُ أَنْ أَسْأَلَكَ سُؤَالاً: أَرْغَبُ٢. إِنْ أُرِيدُ إلاَّ الإِصْلاَحَ مَا اسْتَطَعْتُ٣. فَيَقُولُونَ مَاذَا أَرَادَ اللهُ بِهَذَا مَثَلاً٤. أراده على الخير: حَمَلَهُ عَلَيْهِ٥. أَرَادَهُ عَلَى الكَلاَمِ: أَلْجَأَهُ٦. أَرَادَ العَاصِمَةَ: اِتَّجَهَ إِلَى٧. أرادت السماءُ أن تمطر: تهيَّأ وقارَب لغير العاقل٨. فَوَجَدَا فِيهَا جِدَارًا يُرِيدُ أَنْ يَنْقَضَّ فَأَقَامَهُ: أراد أن يفعل (لغير العاقل): تهيَّأ وقارَب

Accepted Answer

istemek; kastetmek: teşvik etmek, itmek; zorlamak; yönelmek; (bir şey olmaya) yaklaşmak; sevmek1. Sana bir soru sormak istiyorum.2. Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmek istiyorum. (Hud/88)3. Allah misal olarak bununla neyi kastediyor?” derler. (Bakara/26)4. Onu hayır yapmaya itti/teşvik etti.5. Onu konuşmaya zorladı.6. Başkente yöneldi.7. Yağmur yağdı yağacak.8. Derken orada yıkılmak üzere bulunan bir duvarla karşılaştılar (Kehf/77)

أراد أُرِيدُ أَنْ أَرَادَ أن تهيَّأ وقارَب Bir